23 Ocak 2009 Cuma

HAVA DURUMU

hava karanlık, fırtınalı, yağmurlu. oldum olası sevmem böyle havaları.başım feci ağrıyacak ve huysuz olacağım biliyorum. bununla doğru orantılı olarak sabahtan beri her iş ters gidiyor.
meleğim için dr da randevumuz vardı. -dı - diyorum çünkü gerçekleşemedi. dr umuz biz kapısında beklerken "çok acil işi çıktığını gelemeyeceğini" söylemiş hemşiresine. kesin öyledir bir itirazımız yok ama neden koca hastanede 1 tane çocuk dr u var. ve neden hiç bir çözüm getirilmeden sadece gelmeyeceği söyleniyor bize. zaten hava fırtınalı sinirlendirmeyin beni... bu arada bütün yollar kazılmış,hastaneye araçla ulaşmanın imkanı yok(abartmıyorum kesinlikle samimiyim)-100 mt ileride aracını bırak, hastaneye yağmurda, fırtınada yürü kardeşim- emrine itaat et,sonrada dr gelmesin.yaşlıları, hamileleri ve ağır hastaları düşündükçe fırtınaya ihtiyacım olmadan başıma ağrılar giriyor.

ne zaman "ne olacak bu devletin hali" ya da" eğitim şart" diye düşünsem mutsuz oluyorum. "bana ne kardeşim, ben eğitilmişim yeteri kadar" diyesim var diyemiyorum. sürekli sorumluluk hissetmenin zorunlu olduğu öğretildi bize. "yere çöp atma" " lütfen diyerek konuş" "başkalarının hakkını gasp etme" " yazılı ve yazılmayan tüm kurallara uy" " temiz ol, güler yüzlü ol" vs vs vs

benim gibi olanlar nerdesiniz?

belkide ben tüm öğretileri yanlış anladım. komşuların, hastane danışmasındaki kızın, otoparkdaki adamın, trafikte en soldan en sağa 90 derecelik keskin bir dönüş yapıp yüreğimi ağzıma getiren teyzenin yaptıkları doğru benimkiler yanlış. bu yaştan sonra zor olacak değişim.
kuzey benim kurallarıma göre büyüyeceğine göre........